Pages

20 February 2011

MARVO LIVADI


2010 Yunan yapımı olan film IF 2011 kapsamında Türkiye'de gösterildi. 1654 yılına ait sıradışı bir aşk ve özgürleşme hikayesi olan film özellikle ilk yarısındaki görüntüleri ile izleyeni etkiliyor (Bana görüntüleriyle çok etkilendiğimWinterstilte(2008) filmini anımsattı). İşte bu yüzden olsa gerek filmin En İyi Görüntü Yönetmenliği Ödülü var. Sofia Georgovassili rolünün hakkını veriyor ve her bakışında sahip olduğu büyük sırrın utangaçlığını, korkaklığını ve tedirginliğini yansıtıyor. Zaten performansı ile Sevilla Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü almış olması şaşırtıcı değil.
Hikaye aslında bir başkaldırı hiyayesi. Genç rahibenin dini tutsaklığı bedenini ve ruhunu dizlinleme çabası firardaki yeniçerinin gelişi ile imkansız hale geliyor. Öte yanda ise ailesinde koparılıp bir asker olmaya zorlanmış bir yeniçeri var. Genç rahibe, özgürlüğü için tek yardımcısı olabilecek yeniçeri ile arasındaki farklı aşmak için ölümü bile göze alıyor.
Bana kalırsa bu film bir aşk filmi değil, aksine bir özgürlük filmi.