Sıkıntılı zamanlarım başladı. Zira kendime münasip bir phd posizyonu bulmaya çalışıyorum.
Bu aslında iş aramaya benziyor ama zorlugu iş bulmanın zorlugunun çok
ötesinde. Yıllar önce iş de bakmıştım aslında ama sadece masterı
yaparken bir yandan elimdeki diplomayı kullanarak yaşayabilmek için para
kazanmaktı. Görüşmeye gittiğimde böyle söyleyince adam tabi güldü bana. Zaten çok niyetim yoktu. Neyse sonra tübitak bursu çıktı da ben de
süper rahatladım. Güzel bişi bak o burs, sadece otur çalış diye para
veriyorlar sana. Hem de iyi para veriyorlar. Neyse.
Ama iş arayan adamın beklentisi olmaz genelde. Ne olursa yapar. Satış mı
satış pazarlama mı pazarlama proje mi proje. Zaten oyun hamuru gibi
çıkıyor üniversiteden. Sonra insan kaynakları, şef, müdür filan derken
bi güzel şekle sokuyor bunu. Mis. Kafa rahat.
Ama phd bulmak öyle değil; çünkü artık sen bir hamur değilsin. Onu bırak
işin başında "üniversitede kalacağım " kararını verirken ne konuda
çalışmak istediğin var kafanda. "Ulan" diyorsun "ben bunu bunu şunu
şöyle böyle yapmak için bu yola koyulmadım mı". İşte bak bu kararı sadece
KENDIN için alıyorsun. Akademiyi seçmek sadece kendini tatmin etmek
için. Merakını gidermek için. Okuyup öğrenmek için. bulunacagın
entellektüel ortam, çalışma koşullarının "göreceli" esnekliği hep
sonradan geliyor ve senin o önceleri aldıgın kararda hiç etkileri yok.
Dolayısı posizyonun senin yapına uygun olması gerekiyor. Formunu biraz
yontup o pozisyonun kalıbına girebilirsin. Ama o yontma miktarı çok
önemli. Aksi halde önündeki 4 sene boyunca O.M.F.G. diyerek, yaşamını
rezil ederek geçirirsin; çünkü doktorayı tamamlamak sadece bir
self-motivation meselesidir. 4 sene aynı konuda ne bulacagını
kestiremeden çalışman gerekir. Danışmanının konu hakkıda fikri varsa
şanslısın ama asla bilgisinin olmasını bekleyemezsin. Hatta genelde ne
yapmaya çalıştıgını bile anlayamazlar; çünkü uğraştıgın problem senin
problemin, onu sen tanıyorsun ve çözüm getirmeye çalışıyorsun. Gerçi
bazen sen de bu anlayışını yitirebilirisin. İşte böyle böyle manevi
çöküşler yaşarsın kimi kimi. Maneviyatını zedeler aynı zamanda
maddiyatını da zorlar. Sonuç olarak, eğer konun sana uygun değilse,
senin o yıllardır biriktirdiğin bekletileri karşılamıyor, motivasyonunu
yüksek tutmuyorsa ayvayı yersin.