
11.B ANTREPO 3
İstanbul 10. Bienalinde oladuğu gibi yine sanatın ne kadar politik ve toplumsal işlev yüklenebileceğini gösteriyor bize, 11.B. Hatta bunu, sanatın- özellikle plastik sanatın- kendileri için işlevsiz ve anlamsız kaldığını savunanlara inat yapıyor. Zemine dağıtılmış "Türkiye Raporu", "Sola dön- Turn left" baskıları, nasıl mesajlar ulaştırılabilieceğini dillendiriyor, Antrepoya adımımızı attığımız gibi. 52. Venedik Bianeli'nde de yer bulmuş "DON'T COMPLAIN" inletiyor beynimizi.
İstanbul'a 39 yıl sonra uğrayan Yüksel Arslan'ın da aralarında bulunduğu "emek- sömürge- kapital"e haykıran sanatçılar "turn left" vurgulaması yapıyorlar. "Kalendiye" mülteci kapları ile "Lübnan iç savaşından siyasi afişler" yıllardır süren savaş ve oluşan kamplar hakkında düşündürüyor. Çatışma belirtilerinin kronolojik olarak izlenebilmesi, siyasi partilerin yok oluşu yaratılan demokrasi boşluğunun nasıl radikaller tarafından doldurulduğunun somut ve çarpıcı göstergesiydi. "Nükleer bomba sığınağı" ise silahlanmanın çarpıcı işiydi.
Kadının yerini "ibretüma" , "bilinmeyen sporlar" ile gözler önüne sererken feminist duruşunu da sergiliyor. Öte yandan kadın- emek ilişkisini vurgulamadan da geçmiyor.
"Erörist kabare" kapitalizmin yatalarını, arzular, silahı, devrimcileri, sanatçıları, imgeleri tiye alıyor.
Antrepo 3, görsel şölen, konu yoğunluğu ile ziyaretçilerini bekliyor. Politik ve toplumsal yaklaşımı ile herkese açık olduğunu söylüyor ve düşünmeye çağırıyor. Böyle iken kim sanatın işlevsiz olduğunu söyleyebilir?
11.B TÜTÜN DEPOSU
WHW politik görüşünü bir kez daha gösteriyor, özellikle tütün deposu vidyoları ile.
Sanatın işlevi insanların zihnini kurcalamak, onları olay, olgu, gerçeklik hakkında sorgulamaya çağırmak olmalıdır- ki bence kesinlikle böyledir. Ama sanak asla "empoze" yoluna gitmemelidir. Sanatın görevi öğretmek değil, göstermektir.
Bu açıdan bakıldığında İstanbul Bienali'nin siyasi anlamda öğretici olup olmadığını izleyecilere sormak düşündürücü; bir o kadar da rahatsız edici. Kendini sadece politik yapıtları ile ön plana çıkarmaya çalışan bir sergi görüyoruz. Toplumi kadın, yaşam, hepsi hikayede kalıyorİ kendini egale ediyor ve de kendi ile çelişiyor belki de (eğer sözlerimizi bir adım ilerletecek olursak).
Sanat iğnedir, şırınga değil. Özgür sanat şırında olaya kalkarsa, özgür değil faşist sanat olur.
not: Vyacheslav Akhunov' un 1m^2 sini geçmemek gerekli...
11.B FERİKÖY RUM İLKÖĞRETİM OKULU
2002 yılında kapanmış olan rum okulu ile sonlanan bienal dizisi... "Kağıttan kadınlar"ın kadınsı hali, "İdeal medya" ile sallanan sıralar eşiliğinde medya, "Freud'a saygı" ile kimlik sorgusu...
11.B insan neyle yaşar sorusunu ararken seçtiği yöntem bize izleyiciye gerçekten soru için ışık tutabiliyor mu? Ama kimi kimi iğnelediği kesin.